Perşembe, Mayıs 03, 2007

son durumlar

13 Şubattan sonraki birkaç tiyatro denemesi o kadar da başarılı olmadı, hatta sonuncusu resmen faciaydı, bir süre tiyatro olayına ara verdik, yani ben verdim. En azından yalnız götürmem, çığlığı bastığında hemen onu salondan çıkaracak bir cengavere ihtiyaç olduğunu biliyorum artık, öğretildim. Uğur Mumcu’da rezil rüsva ettin beni Ayşegül. Oyunun aralarına serpiştirdiğin -ki ortaokul öğrencilerinin sunduğu bir oyundu, zavallıların dikkati dağıldı-, “Sakız istiyoom, çikolata istiyoom, su istemiyoom” çığlıkların hala kulaklarımda. Bir de görevli kız gelip de bizi çıkartmak istediğinde kıza dönüp “çıkmıycaaam!” diye bağırman. Oyun bitti biz hala oturuyoruz, kız yine gelip çıkartmak istedi, provaları varmış küçüklerin. Allahım kabus gibiydi. Sen yine kıza bağırdın. Sonunda kız “iyi o kalsın” diyerek –sanırım biraz da senden illallah ederek- biz hariç tüm salonu dışarı çıkarttı. Sonra bir ara çıkmak istedin ve hemen çıkışa gittik, ama daha kapıdan çıkamadan “dönceeem!” diye bağırmaya başladın. Ercüment senin bağırtını babaannenin evinden duyup tiyatroya geldi, arabaya çığlıklar içinde zorla bindirildin de evimize gidebildik. Bütün gün başımın ağrısından duramadım oyun sonrasında. Aslında senin bir suçun yoktu, o gün çok uykusuz ve de açtın, benim hatam oldu, seni başka zaman götürmeliydim.

Epeydir iyi gidiyordu ama Antalya dönüşünde yine çiş problemi yaşamaya başladık. Artık kızıyoruz da. Bu yüzden olacak, dün gece yatağını ıslatmış miniğim, sonra pijamasının altını kendi değiştirip yeniden ıslak yatağına yatmış. Sabah farkettik durumu. Herhalde gecenin bu saatinde bizimkileri uyandırıp da laf işitmenin alemi yok diye düşünüp duruma kendi müdahale etti. Aslında sadece bunu değil, her işini kendi halletmeye çalışıyor kızım. Böyle giderse ileride becerikli bir kız olacağa benziyorsun tatlım.
Ayşegül’e çiş konusunda ona kızmayacağımı söylemeliyim.

Bir de dün akşam beni pek güldürdün, yeni aldığımız elektrikli gırgır ile yerleri şöyle bir aldıktan sonra ben, aramızda şu konuşma geçti:
“Haydi şimdi sıra bende.”
“Aaaa Ayşegül onu sana veremem, bozulabilir.”
“Ama paylaşman lazım, oyuncaklarını paylaşıcaksın, öyle tek başına olmaz ki, arkadaşlarınla beraber, ver bakiiyim, biraz da ben yapıyim.”
“..?..!....”
Ve aldı.

Dün gece üçümüz beraber senin odanda oyun oynarken gözlerindeki ışığı gördüm Ayşegül, çok mutluydun. Televizyon olmadan üçümüz birlikte daha çok şey paylaşmalıyız.

Bahar geldi, iki gündür akşamüstüleri parka çıkıyoruz.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home