Çarşamba, Ağustos 31, 2005

Dört günlük tatil








Hem Ayşegül’ü daha çok göreyim hem Havva Hn. arada bir nefes alsın diye pazartesi günü izin aldım. Dört gündür Ayşegül’le birlikteyiz. Cumartesi gündüz Nejdet Abiler’le annemler geldi, akşamüstü Çeşme’ye babaannesine gittik. Pazar da orada geçti. Pek uyuyamadı hafta sonu, acısını Pazartesi 5 saat uyuyarak çıkardı. Ben de ev işi yapıp Ayşegül’ün uyanmasını bekleyerek geçirdim günü. Dün de Kuşadası Değirmen’e gittik. Hayvanları hep kitaplardan görüyor, canlı halini görsün minik diye. Eşekler, develer, tavuklar, keçiler, ördekler vardı ama ne kadarını anladı bilemedim, sanırım pekiştirmek için bir de hayvanat bahçesi turu yapmamız iyi olur.
Bugünlerdeki en büyük sorunumuz yemeklerini yedirememem. Evde eline vermediğim ilginç obje kalmadı. Biraz oynayıp sıkılıyor hepsinden. Kaşığı bir ittiriyor eliyle, saçı, başı, sandalyesi, yerler her taraf çorba içinde... Bu soruna acilen bir çözüm bulmam lazım. Artık kitaptan mı yoksa çok acıktığından mıdır bilinmez, dün akşam Keloğlan kitabını okurken güzel yedi neyse ki. Yemekte kitap okuma çalışmalarına ağırlık vermem lazım. Ercüment ne zaman masaya oturup bizimle yemek yiyecek diye soruyor. Ne zaman Ayşegül?
Pek çok kelimeyi anlıyor ama söyleyebildikleri henüz aşağıdakilerle sınırlı:
Baba, anne, dede, bop(top), tavtan(tavşan), taytay (ayakta tutunmadan durma), havhav, cipci (cipsi, komşunun köpeği), çiçi(çiçek), aç(ağaç), aç(her türlü kapaklı nesne ve kapıların açılması için), kork(korktum), bappa(ayakkabı), cici(kıyafet), mammam(yiyecekler), su, gel, gitti, bitti, atti(attım), atta(gezme)
Hadi bi konuş kızım deyince, dilini çıkartıp blablabla... diyip duruyor.Artık daha uzun süreli ayakta tek başına duruyor, ve birkaç adım atması sıklaştı. Gerçekten yürümesine az kaldı...

Cumartesi, Ağustos 27, 2005

Kırt kırt!

Bugün ilk defa Ayşegül’ün saçları kesilmiş. Havva Teyze’si banyodan sonra önlerini kesmiş, tokayı hiç başında tutmuyordu hakikaten iyi olmuş. Ama biraz fazla gitmiş, ıslakken uzun görünüyor ama kuruyunca saçlar tepesinde toplanıvermiş. Ercüment üç gün “Kızımın saçlarını ne yaptınız böyle!” diye pek üzüldü. Uzuyacak tekrar Ercüment’cim ne yapalım.

Salı, Ağustos 23, 2005

İlk adımlar...

Bu akşam ilk defa birkaç adım attı Ayşegül... Tek başına yürümesine artık çok az kaldı sanırım.

Pazartesi, Ağustos 22, 2005

İşte bir fotoğrafım daha ...


Annemle birlikte babaannemin Çeşme'deki yazlığının terasındayız ...

Fotoğrafım

Merhaba ....

Herkese Merhaba ...
Benim adım Aysegul Kamalı. Size bu sayfadan gülücükler göndermek istiyorum. Ne olur en son resimlerimi buradan takip edin.

(bugün siteye yazmaya başladığımız gün...)

Pazartesi, Ağustos 15, 2005

MamMam :-(

Ayşegül biraz rahatsız, üst solunum yolları enfeksiyonu olmuş. Bu onun ilk hastalığı. Öksürük, hafif ateş, halsizlik, iştahsızlık, mızmızlık... Gece sayısız kere uyanıyor. Bu uyanmaların birinde Ercüment'in emzik ve su önerilerini reddedince Ercüment çaresizce " Tatlım neyin var, ne istiyorsun?" diye sordu. Ayşegül ağlayarak "MamMam" diye cevaplayınca Ercüment bunu nasıl düşünememiş olduğuna şaşırarak "acıktın mı, hemen sütünü getiriyorum" diyerek mutfağa doğru koşmaya başladı.
Artık Ayşegül bize derdini anlatabiliyor, bu gerçekten çok hoş...

Cumartesi, Ağustos 13, 2005

Tay tay tay

Artık tek başına ayakta kısa bir süre durup alkış yapabiliyor...

Hadi bi tay tay yap!

İşte koltuğun yanına çıkıyor, ellerini bırakıyor ve alkışlamaya başlıyor...
(sadece birkaç saniye, ama olsun, bu yeni bir gelişme)

Bravo Ayşegül!

Pazartesi, Ağustos 08, 2005

Anne!

Nihayet...